Kültür - Sanat

Yolunuz güzel insanlarla kesişsin

Dünyanın hemen hemen her yerinde insanların yeme, içme, giyinme gibi birçok alanda hızla birbirine benzemeye başladığı ve bütün renklerin birbirine girerek her yeri tek rengin kapladığı bir zamana şahitlik ediyoruz. Buna global kültürün hakimiyeti de diyebiliriz. En ücra köşede yaşayan biriyle, metropolde hayatını devam ettiren insanın yaşantısı arasında çok da büyük bir fark göremiyoruz. Her alanda bir aynîleşme ve birbirine benzeme hali çıkıyor karşımıza.

İçinde bulunduğumuz bu zaman dilimini düşündüğümüzde ‘bu yüzyılda hal ehli insana ne çok ihtiyacımız var’ demeden kendimizi alamıyoruz. Moral rehberi hükmünde yaşantısı ile etrafına üsve-i hasenelik yapan, şahsiyet sahibi, erdemli insanlara. Bizleri zarafet ve samimiyeti ile  doyuran, her vakit kıyamda niyaz ettiğimiz sırat-ı müstakim üzere bir hayat yaşamamıza yardımcı olan örnek kişiler. Güzel duruşu ile hemhâl olabileceğimiz bu numune-i imtisal kişilerin varlığı, hayatımızdaki en büyük zenginliklerden olmalı. Ruhumuzun sızısına şifa verecek irşad edici levha hükmündeki yol göstericiler.

Bu kişilerle yolumuz bir yerlerde kesiştiğinde; bir ayet-i kerime aklımıza geliyor: “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve doğrularla beraber olun.” Ve bizler biliyoruz ki şeklî beraberlik, zihnî beraberliği; oda kalbî birlikteliği doğuracaktır. Birisine kalben muhabbet beslemeye başladığımızda da Efendimizin “Kişi sevdiği ile beraberdir” hadis-i şerifi hatırımıza geliyor, birlikteliğin ahiret boyutunu da düşünmeden edemiyoruz. Bizler arkadaşlıklarımızın, dostluklarımızın sadece bu dünya ile sınırlı kalmayacağına inanıyor ve bu konuda imam Gazâlî’nin uyarısını kulağımıza küpe olarak takıyoruz.

İmam Gazâlî Hazretleri şöyle der: “Evlâdım! Son derece dikkat edeceğin bir husus varsa, o da kimlerle düşüp kalktığındır. Şunu iyi bil ki, bir sepet sağlam elma, içindeki bir çürük elmayı sağlama çıkartamaz. Fakat bir çürük elma, hepsini çürütebilir. Bunun için dâimâ sâlihlerle beraber ol!”

Bu nasihatleri de düşünerek etrafımıza şöyle bir baktığımızda, bazı insanların hiç konuşmasalar da çok şey anlattıklarını görürüz. Bakışlarında ibret, konuşmalarında ise hikmet dikkatimizi çeker. Sessizliği tercih ediyorlarsa bir yerde, konuşmanın çok da önemli olmadığı kanaatine varırız. Sessizliklerinde çoğu zaman derdini taşıdıkları belli bir konuyu zihnen konuştukları anlara şahitlik ederiz. Ya da yaradanı ile bir rabıta kurma halinde buluruz kendilerini. Bakınca simâlarına Rabbi hatırlatırlar bize. Her halleriyle hayırhâhlık yaparlar kendilerine her rastlayana. Görünce o kişileri, bir duruşu olmalı insanın dersin böyle dinginlik veren. Bir duruşu olmalı insanın; doğru kaynaklardan beslenmiş, güzel ahlakla bezenmiş bir duruş. Ve insanın yanında muhabbetinde dinlendiği, ilmiyle beslendiği, rengiyle renklendiği bir güzel insan olmalı. Zorlukla karşılaştığında değerlerinden taviz vermeyen, yanlışında ise ısrar etmeyen bir güzel insan. Bir duruşu olmalı insanın en güzel ziynet gibi üzerinde gururla taşıyıp, hiç çıkartmayacağı. Güzel insan deyince ilk akla gelen olmalı.

Bazı insanlar hiç konuşmadan da çok şey anlatır bize. Hiçbir şeyin israfına tahammülleri yoktur. Doğruluk terazisinin başında kılı kırk yararcasına mesai harcayıp kul hakkıyla öteye gitmemenin telaşında görürüz onları. Hep bir teslim olmuşluk hali. Ve hep bir hamd, Alemlerin Rabbine. Sonra yolunu kesiştirene bir şükran duygusu kaplar içimizi. Dersin ki, bir duruşu olmalı insanın; onu güzelleştiren, bereketlendiren ve güzel insan deyince ilk akla gelen.

Yolunuz güzel insanlarla kesişsin.

Source link

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu