Kültür - Sanat

Öykümüzün Hikâyesi’ne bir hikâye

İnsan emeğiyle ortaya çıkan her eser ve bu yolda gösterilen her türlü çaba, hemen her zaman birçok sebeple yeniden ele alınmayı, bir kez daha ve daha dikkatli bir gözle incelenmeyi gerektirir. Bu gereklilik, kimi zaman süreç içerisinde hayatın doğal akışının sonucu ve bir anlamda da tamamlanma ihtiyacıyla ortaya çıkar. Kimi zaman da fiilin failinin yani eserin öznesinin bir beşer oluşu nedeniyle onun her eyleminin, her eserinin tabiatında kendiliğinden mevcuttur. Eksiklerini, yanlışlarını görme dikkati ve mütemadiyen düzeltme ihtiyacı eğer diri bir dikkat ve ihtiyaçsa bu, insanı sürekli dürter, huzursuz eder ve bir kez daha eserine dönüp bakmaya zorlar. Bu nedenle elimizden çıkan hiçbir eserin eksiğini görmezden gelemeyiz ve düzeltmeden geçip gidemeyiz.

Aynı beşer fail yani özne insan, kendi tabiatının farkında olduğu için de bu durumu hep, “Ne söylesem, ne yapsam, ne eylesem bir eksik” ifadesiyle itiraf eder. Bizim de bu “sunuş” yazısıyla söylemeye çalıştıklarımız, söz konusu her iki husustan yani bir huzursuzluk ve bir de zorunluluk hâlinden doğan sözlerdir. Daha doğrusu, belirttiğimiz o tamamlanma ve düzeltme ihtiyacıdır…

Öykümüzün Hikâyesi’nin ilk baskısı Aralık 2000’de yayımlandı. Bir anlamda, Öykümüzün Hikâyesi’nin hikâyesi başlayalı aşağı yukarı yirmi iki, yirmi üç yıl olmuş. Takdir edersiniz ki bir insan ve bir kitap ömrü için hiç de az bir zaman değil yirmi üç yıl. Dergileri yayımladığımız yirmi yılda hazırladığım otuz özel sayının ilki ve bir anlamda da özel sayı hazırlama düşüncemizin başlangıç noktası sayılabilecek “Türk Öykücülüğü Özel Sayısı” aynı yılda, Eylül-Ekim 2000’de yayımlanmıştı. Öykümüzün Hikâyesi de söz konusu bu özel sayı düşüncemizin ve özel sayının hazırlanışı sırasında öykü tarihi, öykü yayını konusunda çalışırken verdiğimiz emeğin derlenip toparlanarak kitaba dönüşmesi gerektiği gibi bir kararın sonucunda ortaya çıkmıştı. Daha sonra 2005’te “Türk Öykücülüğü Özel Sayısı”nın ikinci baskısını da yine eklerle yayıma hazırlamıştım. O baskıdaki ekler, o günlerden bugünlere dek geçen sürede ilave edilmesi gereken yeni ekler, elimizden geldiği kadar Öykümüzün Hikâyesi’nin tamamlanması yönündeki çalışmalarımızın sonucu olarak elinizdeki bu yeni baskısında yer alıyor. Çünkü hem kitabın adının işaret ve ima ettiği anlam çerçevesi gereği hem de kitabın yapısının ve kurgusunun gereği, Türk öyküsünün hikâyesi de sürekli yenilenerek sürmek zorundaydı.

Bugün bir kaynakça hazırlamak; düşünce, edebiyat, yazı ve yayın dünyasında bir yandan çok büyük emek isteyen, aynı zamanda bir o kadar da zor bir çalışmadır. Bir başka açıdan da avantajları ve dezavantajlarıyla birlikte gerçek anlamda bir çöplüğe dönüşen, neyin ne kadar doğru olduğu hiç belli olmayan internet ortamı, Google vs. gibi kanallarıyla sanal dünyanın yaygınlığı, etkinliği nedeniyle kaynakça hazırlamak âdeta gereksiz hale geldi. Gerek bilim, kültür, sanat, edebiyat; gerekse konumuz gereği ve özel olarak Türk öykücülüğüyle ilgili bir “yayın kaynakçası” hazırlama düşüncesi, Öykümüzün Hikâyesi’nin yeni baskısının -muhtemelen daha sonraki baskılarının da- yenilenerek yapılmasını zorunlu kılarak bu çalışmamızı daha da zorlaştırdı. Böyle olmakla birlikte yine de yapılabilecek her baskının bu zorluklarla baş etmesi gerektiğine inanıyoruz.

Bu ve başka benzer zorunlu nedenlerden dolayı kitabın genel yapısında ve kurgusunda eklerin dışında bazı değişiklikler de yapmamız gerekti. Şüphesiz çeyrek asra yaklaşan bir zaman dilimi içerisinde doğal olarak ve genel anlamda hayatta olduğu gibi bilim, kültür, sanat, edebiyat ve tabii ki öykü alanında da bir hayli değişiklikler, gelişmeler, çok sayıda ve her geçen gün artan yeni yayınlar oldu. Yüzlerce yeni öykü yazarı, yeni öykü kitapları, onlarca da yeni öykü dergisi çıktı. Öyküyle ilgili sayısız eleştiri, kuram ve inceleme kitapları yazıldı. Hem dergilerde, gazetelerde hem de sosyal medyada öykü üzerine söyleşiler ve yazılar yayımlandı. Eleştiriler, tartışmalar yapıldı, birçok konuda dosyalar hazırlandı. Öykü etkinlikleri yapıldı ve yapılmaya da devam ediliyor.

Bütün bu kaygılar ve yaklaşımlarla biz de elimizdeki kitabın bazı bölümlerinde değişiklikler yaptık, bazı bölümleri tamamen çıkardık; bazı bölümlerdense vazgeçemedik, onları da yenilemeyi tercih ettik. Böylece bir anlamda Öykümüzün Hikâyesi’ne çekidüzen vermiş olduk ve elimizden geldiğince elini, ayağını toparlamaya, düzeltmeye gayret ettik. Sonuç olarak şu an elimizdeki yeni baskıyı hazırlamak için gereken çabayı gösterdiğimize inanıyoruz. Bir açıdan tamamlanma, bir açıdan da düzeltme dikkati ve amacıyla Öykümüzün Hikâyesi’ni baştan sona yeniden yazdığımızı söylememiz hem yerinde hem de daha doğru olacaktır.

“Öykü Dergileri” bölümünde iki binli yıllarda çıkan ve hâlâ da yayımlanmaya devam eden bazı dergilerin yirmi üç, yirmi dört yıl içinde yayımlanan yeni sayılarını elden geçirirken yeni çıkan otuz kadar öykü dergisini de inceledik ve bu yeni baskı için değerlendirdik. Böylece “Öykü Dergileri” bölümünü 2022 yılı sonu itibariyle tamamlamaya çalıştık. Öykü alanında yapılan yayınlardan gerek çeviri gerekse telif olarak kuram, eleştiri ve inceleme kitaplarının sayısında yirmi dört yıl içinde bir hayli artış oldu. Öykü türüne dair yazılan bu eserlerin sayısı, roman ve şiir türlerine dair yazılan eleştiri, kuram ve inceleme kitaplarından daha az değil, belki de çok daha fazlaydı. Bu yayınları da elimizden geldiğince atlamamaya, eksik bırakmamaya gayret ederek tespit etmeye çalıştık ve ilgili bölümü yeniden düzenledik, yeniden yazdık. Hem kitabın genelinde hem de söz konusu bu iki bölümde eksiklerini tamamlamaya gayret ettiğimiz çalışmamızın 2022 sonuna kadar getirildiğini özellikle belirtmemiz gerekir.

“Öykü Okumaları” başlıklı ikinci bölümde yer alan altı yazarın öyküleri üzerine bir okuma çalışması sayılabilecek -bu yazarlardan dördünün o güne kadar yayımlanan öykü kitapları üzerine- yazıları da asıl metinlerdeki temel bakış açımızda bir değişiklik yapmadan düzeltme amacıyla yeniden gözden geçirdik. Kitabın 2000 yılında yapılan ilk baskısında yer alan yazılar, öykücülerle söyleşiler, öykü dosyaları, öykü soruşturmaları ve öykü üzerine açık oturumlarla ilgili “Öykü Kaynakçası” başlıklı bölümüyse hem on beş yıl geriye dönüp bir tarama yapmanın zorluğu hem de yukarıda andığımız her yerde ulaşılabilir olmaları gibi nedenlerle burada yazılı olarak yeniden vermeyi ve kitabın hacmini gereksiz yere büyütmeyi anlamsız bulduk. Bu nedenle yeni baskıya “Öykü Kaynakçası” bölümünü almayı gerekli görmedik. Böylece Öykümüzün Hikâyesi’nin yeni baskısı, yenilenerek yeniden “Öykümüzün Hikâyesi” ve “Öykü Okumaları” şeklinde iki ana bölüm hâlinde tamamlanmış oldu.

Şüphesiz kitabın bu hâliyle de mutlaka eksikleri olacaktır. Çünkü bizler, birer insan olarak her ne kadar eylemiyle övünmeyi, kendinde bir şeyler vehmetmeyi seven varlıklar olsak da ne yaparsak yapalım eylemlerimizin hep eksik kalacağını da iyi biliriz.

Bu alanda çalışanlarca çok iyi bilindiği ve takdir edilebileceği üzere, süreli yayınlarla ilgili taramalar yapılırken sayısız kişisel, kurumsal arşivlere müracaat edilmesi her zaman kaçınılmaz olur. Böylesine kaçınılmaz zorunlulukları bulunan çalışmalar sırasında birçok insanın bilgisine ve elinde bulunan kaynaklara mutlaka ihtiyaç duyarız. Bu kaynaklara başvurmadan, bu insanlardan yardım almadan böylesi çalışmaları tamamlayabilmek mümkün değildir. Öykümüzün Hikâyesi’nin yeni baskısını hazırlarken ilk baskıda gözden kaçırdığımız veya eksik kalan eski öykü dergileriyle 2000 yılından sonra yayımlanan yeni öykü dergilerinin kitaplıklarında bulunan koleksiyonlarına ulaşmamız ve çalışmamızın eksiklerinin tamamlanması için bizden yardımlarını esirgeme yen, kişisel arşivlerinden yararlanmamızı sağlayan Mehmet Can Doğan, Yunus Emre Özsaray, Özcan Karabulut, Aydın Şimşek, Ercan y Yılmaz, Eyüp Tosun, Deniz Dengiz Şimşek, Hüseyin Ahmet Çelik ve Jale Sancak’a, bazı öykü dergilerinin arşivlerinin taranmasında yardımcı olan Nesime Ceyhan’a, dikkatli okumaları için Hanife Gökduman, Aliye Uslu Üstten ve Hasan Hüseyin Çağıran’a, her zaman olduğu gibi bu çalışmamız sırasında da faydalanmam gereken ama kullanamadığım bazı teknik konularda bana hep yardımcı olan Çiğdem Yetkin’e teşekkür ederim.

Her kitabı olduğu gibi Öykümüzün Hikâyesi’ni de şüphesiz okurları tamamlayacaktır…

Hüseyin Su

Kaynak

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu