Kültür - Sanat

KOZA

Öykü • KOZA

KOZA

Yeni elbisesini giydi. Güzeldi. Renkleri capcanlı; cıvıl cıvıl…

Yumuşacık kumaşın bedenini sarması çok hoşuna gitti. Teninde tarif edemediği bir sıcaklık… Birisine, bir şeylere sarılıyormuş gibi…

Elbisenin hışırtısını sevdi; sırf bu sesi duymak için odadan odaya dolaşıyor…

Her adımında eteği savruluyor; kanat sesleri gibi; kelebekler havalanıyor gibi; rengârenk kelebekler; uçuyor gibi… Kanatlanıyor; kısacık ömründe, özgürce; gökyüzüne; maviliğe…

Üzerinde, binlerce kelebeğin kanatlarından ve kalp atışlarından yapılmış ipekten bir elbise vardı.

Arkadaşları elbisesini övüyor. Ay, çok yakışmış şekerim… Havası yerinde…

Şimdi daha çok seviyor. Elbiseden yükselen cılız kanat sesleri, kalp atışları umurunda değil. Duymuyor. Kahkahalar her şeyi bastırıyor. İnsanların güzel bulması önemli, gerisini boş veriyor.

Daha doğmadan bir kere daha ölüyor kelebekler. Döne döne uçamadan gökyüzünde…

Kaynar suya atılan kozaların sessizliği büyüyor.

Kalp atışları, kanatlar ipek elbiselerde yok oluyor.

Kaynak

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu