İstanbul’da neden leylek yoktur?!
İstanbul kazan biz kepçe gezmeye devam ediyoruz. Bu kez Fatih Sultan Mehmed Han’ın hocalarından Molla Hayreddin Hazretlerinin kabr-i şeriflerini ziyaret ediyoruz. Kabir, Küçükpazar’daki Üç Mihrablı Camii’nin haziresinde yer almakta.
Leylekleri kovan âlim
Meşhur seyyah Evliya Çelebi, Molla Hayreddin Camii’ni anlatırken şu bilgileri verir: “…Bu câmi yapılırken, Molla Hayreddin mutemedliğini yapıyormuş, bir leylek kuşu gelip lab lab diye ötmeye başlar. Molla Hayreddin Hazretleri kızarak: “- Bre hey kuş, İstanbul’un dışında feryâd eyle!” deyince, Allah’ın emri ile inci tanesi sözleri kabul olunur ve İstanbul içindeki bütün leylekler başka köy ve kasabalara giderler. Bugüne kadar leyleğin İstanbul’da durduğunu, damlara bile konduğunu hiç kimse görmemiştir. İşte adı geçen Kazancılar Câmii öyle ruhaniyet sahibi bir sultanın binasıdır.”
Kabir şahidesindeki yazı şöyledir:
Hû
Ebû’l-Feth Sultân Mehemmed Hân Hazretlerinin
Üstâdlarından Sâhibü’l-Hayrât ve’l-Hasenât
Merhûm ve mağfûr Hoca Hayreddîn
Hazretlerinin rûhuna el-Fâtiha
Sene 880
Bu caminin neden üç mihrabı var?
Hoca Hayreddin Camii ve Kazancılar Mescidi olarak da bilinen Üç Mihrablı Camii, Unkapanı Caddesi üzerinde ve Küçükpazar denilen semtte bulunmakta. Caminin banisi Hoca Hayreddin Efendi’dir. Hadikatü’l-Cevami adlı eser, söz konusu caminin 1470 senesinde yapıldığını, daha sonra Fatih Sultan Mehmet’in minber koydurmak için mescidi genişlettiğini ve bir mihrab koydurarak, onun yanında minber yaptırdığını; sonra Hayreddin Efendi’nin oğlu olan ve Şam kadısı iken vefat eden Ahmed Efendi’nin hanımının kendi evini mescide ekleyerek bir mihrab daha yaptırdığını ve böylece üç mihrablı olduğunu, dolayısıyla da bu ismi aldığını bildirir.
Söz konusu mabedin üçüncü banisi olan bu hanımın kabri caminin haziresindedir. Mezar taşında “Yâ Hû, Hoca Hayreddîn Efendi hazretlerinin gelini ve mihrâb-ı sâlis sâhibesi merhûmenin rûhuna lillâhil-fâtiha 880” yazılıdır.
Doğan Pur haber verdi