Amacı En Hızlı Şekilde Gitmek Olan Formula 1 Araçlarında Neden Minimum Ağırlık Sınırı Var?
Formula 1’de araçların minimum ağırlık kısıtlaması, yarışların adil ve güvenli olması için uygulanmaktadır. Bu kısıtlama, her aracın sahip olmas gereken belirli en az ağırlığa dair kısıtlamayı belirtir.
Bu kuralın amacı; takımların, araçlarını mümkün olduğunca hafifletmeye çalışarak avantaj elde etmelerini engellemektir.
Formula 1’de araç ağırlığı kısıtlamasına bakalım.
FIA (Fédération Internationale de l’Automobile) tarafından belirlenen 2023 Formula 1 düzenlemelerine göre, araçların minimum ağırlığı (pilot dahil) 798 kg olarak belirlenmiştir. Bu ağırlık, aracın sürücüsünü içerir ancak yakıtını içermez. Bir otomobil, 110 kilo kadar yakıt depolayabiliyor.
Bu kuralın uygulanması, takımların araçlarının ağırlıklarını en aza indirerek performanslarını artırmalarını engeller. Bu da yarışların daha adil bir şekilde yapılmasını sağlar. Aynı zamanda, minimum ağırlık kısıtlaması, araçların dayanıklılığı ve güvenliği açısından da önemlidir. Daha hafif bir araç, daha büyük bir çarpışma sonucu daha fazla zarar görebilir veya daha tehlikeli olabilir.
Tek ağırlık limiti de bu değil. Aşağıdaki tabloda, çeşitli parçaların minimum ağırlık sınırlarını görebilirsiniz. Burada yer alan ağırlıkların altında ağırlıkla üretilen parçaları yarışlarda kullanmak pek mümkün değil.
Motor – Güç Ünitesi | Minimum 150 kg |
Yakıt | Maksimum 110 kg |
Ön kanat | 10 Kg (yaklaşık) |
Halo | 7 Kg |
Vites Kutusu | 40 Kg (Yaklaşık) |
Takımlar bu kısıtlamaya nasıl bakıyor?
Aslında minimum ağırlık kısıtlaması, pek çok firma için önemli değil. Alfa Romeo dışında bu yılın başında hiçbir takım bu limiti aşmakta sorun yaşamadı. Araçların bu yıl daha büyük tekerlekler takması gibi nedenlerle ağırlıklar epeyce fazla, ki takımlar da araçları hafifletmek için çalışmalarını devam ettiriyor.
Aslında bu kısıtlamaların olması, takımları da güvenlik konusunda önlem almaya itmeyi amaçlıyor.
Normalde bir takım, bunu becerebilecek olsa arabaları kartondan yapar ve elde ettiği hafiflik avantajını kullanabildiği kadar kullanır. Öte yandan bu araçların sahip olduğu hızlarda, çok hafif bir şasiye sahip olan bir araç mutlaka havalanacaktır. Kaldı ki köşeleri dönerken araçların hızlarının yüksek olması, kaza durumunda büyük riskler ortaya çıkarabilir.
Bir diğer nokta ise araçların, güvenlik kısıtlamalarını ve standartları sağladığı sürece, teknik olarak bu minimum sınırın altına inebilmesi. Bu durumda ülkemizde kum torbası olarak bilinen ağırlıklar araçlara yerleştirilir. Aracın ağırlığının sınırların altında kalması durumunda bu ağırlıkların araçta nereye yerleştirileceği takımlara kalır. Bu durumun istisnası ise bir alttaki maddede, pilot ağırlığında.
Pilotların da ağırlık sınırları var.
Ağırlık kısıtlaması ilk geldiğinde pilotların ağırlığı, genelgeçer şekilde aracın toplam ağırlığına dahil edilmişti. Bu nedenle pilotların oldukça zayıf olması isteniyordu. Hatta arabaları daha da geliştirebilmek isteyen takımların pilotlar için belirlediği ağırlıklar sağlıksız olabiliyordu.
Bu nedenle bugün pilotların ağırlığı için ayrı bir kısıtlama getirilmiştir. Pilotlar en az 80 kilo olmalıdır. Elbette pek çok pilot bu kilonun altındadır. Pilot ağırlığını dengelemeye çalışan takımlar, kum torbalarını aracın pilot kabinine yerleştirmek durumundadır. Pilot ağırlığına ayakkabılar, kasklar, tulumlar vs de dahildir. Yarıştan önce ve sonra pilotların ağırlığı ölçülür, yarış sonunda bu ölçümlere göre minimum ağırlığın ölçülmesi gerekir.